2006 yılı, spor oyunları açısından epey hareketli geçti ve birçok unutulmaz üretim oyuncularla buluştu. Futbol, basketbol, yarış ve dövüş oyunları üzere farklı cinslerde çıkan bu üretimler, hem grafik hem de oynanış açısından kıymetli gelişmeler sundu. Artık, 2006 yılında çıkış yapmış ve spor dünyasına damga vurmuş bu oyunlara daha yakından bakalım.

 

 

 

 

NASCAR 07, EA Sports’un motor sporları dünyasına kazandırdığı ve NASCAR hayranlarına adrenalin dolu yarış tecrübesi sunan, 2006 yılında piyasaya sürülmüş bir yarış oyunudur. PlayStation 2, Xbox ve PlayStationPortable (PSP) platformlarında yerini alan bu oyun, serinin evvelki versiyonlarına kıyasla pek çok yenilik ve geliştirme içermektedir. Yüksek süratte ilerleyen, taktiksel ve agresif yarış atmosferini muvaffakiyetle yansıtan NASCAR 07, hem sadık NASCAR hayranları hem de yarış oyunlarını seven oyuncular için kapsamlı bir içerik sunar. Oyun, yalnızca sürat ve reflekslere dayalı bir yarış tecrübesi değil, birebir vakitte stratejik kararların büyük kıymet taşıdığı gerçekçi bir motorsporları simülasyonu olarak dikkat çeker.

 

Oyunun temel dinamiklerinden biri, yarışların gerçeğe olabildiğince yakın bir tecrübe sunmasıdır. NASCAR’ın karakteristik oval pistleri, suratın ve aerodinamiğin son derece değerli olduğu dar virajlar ve birbirine yakın seyreden araçların oluşturduğu ağır rekabet, NASCAR 07’nin sunduğu yarış tecrübesini farklı bir düzeye taşır. Oyuncular, her yarışta araçlarının aerodinamik istikrarını denetim etmeli, yakıt idaresini âlâ yapmalı ve pit stop stratejilerini en verimli biçimde belirlemelidir. Bunların yanı sıra, rakiplerle olan münasebetler de yarışlarda büyük rol oynar. Oyun, serinin evvelki sürümlerinde olduğu üzere “Intimidator” ve “Ally” sistemlerini barındırarak, oyuncuların pist üzerindeki davranışlarına nazaran rakiplerinin reaksiyonunu şekillendirmesine imkan tanır. Rakipleriyle güzel bağlar geliştiren oyuncular, yarış sırasında onlardan yardım görebilir, lakin agresif ve sert bir sürüş usulü benimsediklerinde pist üzerindeki düşmanları tarafından gaye alınabilirler.

 

NASCAR 07’de dikkat çeken en kıymetli mekaniklerden biri de “Momentum” sistemidir. Bu sistem, oyuncuların yarış içindeki performansına nazaran araçlarının sürat ve denetim yeteneklerini etkileyerek dinamik bir yarış tecrübesi sunar. Şayet oyuncu, üst üste başarılı geçişler yapar ve pit stop stratejisini yeterli yönetirse, aracının performansı bir müddetliğine artar ve rakiplerine karşı avantaj kazanır. Lakin kaza yapmak, sert temaslarda bulunmak ya da yanlış bir atakla gerilere düşmek, bu avantajı kaybetmeye neden olabilir. Bu sistem, yarışların yalnızca teknik marifete değil, birebir vakitte mental dayanıklılığa ve stratejik karar verme yeteneğine bağlı olmasını sağlayarak, gerçek NASCAR yarışlarının heyecanını ekrana taşır.

 

Oyun, çeşitli yarış modları ve meslek yapısıyla da oyunculara geniş bir içerik sunar. “Fighttothe Top” modu, oyuncuların amatör liglerden başlayarak NASCAR’ın en üst düzeyine kadar yükselmesini sağlayan ayrıntılı bir meslek tecrübesi sunar. Bu modda, oyuncular yalnızca yarışları kazanmakla kalmaz, tıpkı vakitte sponsorluk mutabakatları yapar, grup idaresiyle ilgilenir ve araçlarının gelişimi için çeşitli teknik ayarlamalar yaparlar. Kazanılan yarışlar ve elde edilen muvaffakiyetler, oyuncuların daha büyük gruplara katılmasını, daha güzel araçlara sahip olmasını ve şampiyonluk yolunda ilerlemesini sağlar. Bu mod, gerçek bir NASCAR şoförünün mesleğinde karşılaştığı zorlukları ve muvaffakiyetleri simüle ederek, oyunculara uzun soluklu ve tatmin edici bir yarış tecrübesi sunar.

 

Araç denetimleri ve fizik motoru, NASCAR 07’de kıymetli bir düzgünleştirme sürecinden geçmiştir. Araçların yol tutuşu, sürüş hissiyatı ve pist üzerindeki yansıları, evvelki oyunlara kıyasla çok daha gerçekçi bir halde işlenmiştir. Lastik aşınması, aerodinamik değişimler ve yakıt tüketimi üzere ögeler, oyuncuların yarış stratejisini belirlerken göz önünde bulundurması gereken kritik faktörler ortasında yer alır. Bilhassa uzun soluklu yarışlarda, lastiklerin durumu ve yakıt düzeyleri direkt yarış sonucunu etkileyebilir, bu da oyuncuların pit stop zamanlamasını dikkatli bir halde planlamasını mecburî hale getirir. Yarış sırasında yanlış bir atılım yapmak yahut lastiklerin çok aşınmasına müsaade vermek, aracın istikrarını bozabilir ve oyuncuyu önemli biçimde geriye düşürebilir.

 

Oyunun sunduğu pist çeşitliliği de NASCAR 07’nin güçlü istikametlerinden biridir. Oval pistlerin yanı sıra, farklı uzunluk ve eğimlere sahip birçok gerçek dünya pisti oyunda yer almaktadır. Her pistin kendine has karakteristiği bulunur; kimi pistlerde yüksek suratlar ön planda olurken, başkalarında ise hassas direksiyon denetimi ve harika zamanlanmış geçişler yarışın belirleyici ögeleri ortasında yer alır. Daytona International Speedway, TalladegaSuperspeedway, Bristol Motor Speedway ve Indianapolis Motor Speedway üzere ünlü pistler, oyunun sunduğu en ikonik yarış yerleri ortasında yer almaktadır. Her pist, farklı stratejiler gerektirir ve oyuncuların pist bilgilerini uygun öğrenmeleri, muvaffakiyete ulaşmaları için kritik bir faktör haline gelir.

 

Grafik ve ses tasarımı açısından da NASCAR 07, periyodu için etkileyici bir iş ortaya koymuştur. Araç modelleri ayrıntılı bir halde tasarlanmış, pistlerin etrafı, ışık efektleri ve yarış sırasında oluşan hava şartları gerçeğe uygun bir biçimde işlenmiştir. Motor sesleri, lastiklerin asfalta sürtünme sesi ve tribünlerdeki taraftarların reaksiyonları, oyunculara yarış atmosferini sonuna kadar hissettiren ögeler ortasında yer alır. Oyunun sunduğu sürat hissi ve yarış esnasındaki gerginlik, bilhassa yüksek süratli oval pistlerde doruk noktasına ulaşarak, oyuncuları adeta koltuklarının kenarında tutan bir tecrübe yaşatır.

 

Çok oyunculu mod takviyesi sayesinde, NASCAR 07 sırf tek başına oynanan bir yarış tecrübesi sunmakla kalmaz, tıpkı vakitte arkadaşlarla yahut çevrimiçi rakiplerle yarış imkânı da tanır. Çok oyunculu yarışlar, gerçek oyuncuların farklı yarış stratejileri ve agresif sürüş tarzları nedeniyle çok daha heyecan verici ve rekabetçi bir hâl alır. Bilhassa çevrimiçi yarışlarda, oyuncuların marifet düzeyleri ve stratejik kararları, galibiyet için büyük değer taşır.

 

 

 

 

MLB 06: The Show, beyzbol severlere alanda olmanın heyecanını en gerçekçi biçimde yaşatan, Sony San Diego tarafından geliştirilen ve 2006 yılında PlayStation 2 ve PlayStationPortable (PSP) platformları için piyasaya sürülen bir spor oyunudur. Serinin evvelki oyunlarına kıyasla çok daha ayrıntılı bir oynanış sunan bu üretim, sırf teknik gelişmelerle hudutlu kalmayıp, beyzbolun dinamiklerini daha derinlemesine işleyen mekaniklere de mesken sahipliği yapar. Gerçekçi vuruş sistemleri, geliştirilmiş saha içi denetimler, oyuncu istatistiklerine dayalı performans değişimleri ve MLB lisanslı içeriklerle, spor oyunları tutkunlarına eksiksiz bir beyzbol tecrübesi sunmayı hedeflemiştir.

 

Oyunun en dikkat cazibeli yanlarından biri, gerçekçilik odaklı oynanış mekanikleridir. Vuruş sisteminde yapılan iyileştirmeler, oyuncuların yalnızca zamanlamalarına değil, tıpkı vakitte topun geliş açısına ve gücüne de daha fazla odaklanmasını gerektirir. Her beyzbol oyuncusunun farklı bir swing biçimine sahip olması ve bunların oyun içinde gerçekçi formda yansıtılması, alandaki rekabetin daha etkileyici hale gelmesini sağlar. Atış mekanikleri de serinin evvelki oyunlarına kıyasla çok daha hassas bir hale getirilmiş, atıcıların yeteneklerine ve maç içindeki performanslarına bağlı olarak top denetimlerinde değişiklikler yapılmıştır. Yorgunluk faktörünün eklenmesi, oyuncuların bir atıcının alanda ne kadar mühlet kalacağını dikkatli bir halde yönetmesini gerektirirken, kusurlu bir stratejinin ilerleyen cinslerde değerliye mal olabileceğini gösterir.

 

Savunma tarafında da kıymetli yenilikler dikkat çeker. Alandaki oyuncuların refleksleri ve konum alma yetenekleri, gerçek dünya istatistiklerine nazaran modellenmiş ve bu durum oyundaki her oyuncunun kendine has bir oyun üslubuna sahip olmasını sağlamıştır. İç saha ve dış saha oyuncularının tepki müddetleri, maharet düzeylerine nazaran değişkenlik gösterir ve bu da savunma stratejilerinin yalnızca oyuncuların denetim maharetlerine değil, birebir vakitte yanlışsız oyuncuları alanda bulundurma kararlarına da bağlı olmasını sağlar. Rakip kadronun oyun tarzına ve hamle gücüne bağlı olarak savunmada farklı formasyonlar kullanılabilir, böylelikle oyuncular gerçek bir MLB menajeri üzere stratejik kararlar almak zorunda kalır.

 

MLB 06: The Show, sadece alandaki aksiyona odaklanmakla kalmayıp, beyzbolun duygusal ve ruhsal istikametini de başarılı bir halde yansıtır. Oyuncuların maç sırasında moral düzeyleri, kritik anlarda performanslarını direkt etkileyebilir. Şayet bir oyuncu makus bir gün geçiriyorsa, vuruş ve savunma marifetleri zayıflayabilir ve bu da ekibin genel performansına yansıyabilir. Bununla birlikte, moral düzeyleri yüksek olan bir oyuncu, baskı altında çok daha uygun performans göstererek ekibine büyük avantaj sağlayabilir.

 

Oyun modları açısından bakıldığında, MLB 06: The Show, sunduğu geniş içerik yelpazesi ile oyunculara uzun soluklu bir tecrübe sunmayı başarmıştır. CareerMode (Kariyer Modu), oyuncuların sıfırdan başlayarak bir beyzbol yıldızına dönüşmesini sağlayan en kapsamlı modlardan biridir. Oyuncular, mesleklerine alt liglerde başlayarak kendilerini kanıtlamak ve MLB düzeyine yükselmek için gayret ederler. Bu süreçte, performanslarına bağlı olarak idmanlarda gelişim gösterebilir, menajerlerin dikkatini çekebilir ve büyük gruplara transfer olma bahtı elde edebilirler.

 

Bunun yanı sıra, FranchiseMode (Franchise Modu), oyunculara bir MLB kadrosunu yönetme imkanı tanır. Burada yalnızca saha içindeki muvaffakiyetler değil, birebir vakitte finans idaresi, transfer siyasetleri ve kadro içi kimya üzere faktörler de kıymetli rol oynar. Başarılı bir kadro kurmak için hakikat oyuncuları seçmek, genç yetenekleri keşfetmek ve bütçeyi istikrarlı bir halde yönetmek büyük ehemmiyet taşır. Franchise Modu, beyzbolun yalnızca oyuncularla sonlu olmadığını, tıpkı vakitte grup idaresinin de büyük bir strateji oyunu olduğunu kanıtlayan ögeler içerir.

 

Oyunun ses ve atmosfer tasarımı, alanda gerçek bir beyzbol maçı izliyormuş hissi yaratacak halde itinayla hazırlanmıştır. Stadyumların ambiyansı, taraftar tezahüratları, oyuncuların saha içindeki sesleri ve hatta hakem kararlarına verilen reaksiyonlar, MLB’nin canlı atmosferini en düzgün formda yansıtır. Yorumculuk sistemi de oyuna entegre edilmiş ve maçların akışı hakkında anlık tahliller yapılmasını sağlayarak gerçek bir spor yayını hissiyatı yaratmıştır. Oyuncuların performanslarına nazaran yorumların değişkenlik göstermesi, oyuna daha fazla derinlik kazandıran ögelerden biridir.

 

Grafik açısından da MLB 06: The Show, devri için hayli tatmin edici bir görsellik sunmayı başarmıştır. Oyuncu yüzleri, forma ayrıntıları ve stadyum atmosferleri, gerçekçi bir beyzbol tecrübesi yaşatmak ismine büyük bir titizlikle tasarlanmıştır. PlayStation 2 versiyonunda gölgeler, ışık yansımaları ve hava şartlarının alandaki tesirleri dikkat çekerken, PlayStationPortable versiyonunda ise taşınabilir bir konsol için epey başarılı grafikler sunulmuştur.

 

Ayrıca, çevrimiçi modlar sayesinde oyuncular, dünyanın dört bir yanındaki rakiplere karşı çaba edebilir ve gerçek vakitli olarak beyzbol yeteneklerini test edebilirler. Online mod, rekabetçi bir tecrübe sunarken, tıpkı vakitte oyuncuların farklı oyun tarzlarına karşı kendilerini geliştirmelerine de yardımcı olur.

 

 

 

RidgeRacer 7, arcade yarış oyunları denildiğinde akla gelen en esaslı serilerden biri olan RidgeRacer’ınPlayStation 3 için özel olarak geliştirilmiş versiyonudur. NamcoBandai tarafından 2006 yılında piyasaya sürülen bu üretim, serinin klasik süratli ve akıcı yarış mekaniklerini çağdaş grafikler ve yenilikçi oynanış dinamikleriyle harmanlayarak, yeni jenerasyon bir tecrübe sunmayı amaçlamıştır. Rakiplerinden ayrışan en büyük özelliği, klasik yarış simülasyonlarından uzaklaşarak, büsbütün cümbüş odaklı bir sürüş hissiyatına odaklanmasıdır. Yüksek sürat, abartılı drift mekanikleri ve adrenalin dolu yarış atmosferi, oyunun temel yapı taşlarını oluşturur.

 

Geleneksel yarış oyunları, fizik motoruna ve gerçekçi araç davranışlarına odaklanırken, RidgeRacer 7 büsbütün arcade ruhunu yaşatan bir yapıya sahiptir. Araçlar, pist üzerinde adeta yağ üzere kayar, virajları dönerken harika uzun drifler yapılabilir ve sürat hissiyatı oyuncunun heyecanını her daim tepede fiyat. Oyunun en değerli ögelerinden biri olan drift mekaniği, oyunun temposunu belirleyen en temel öğedir. Drift yaparak virajları dönerken sürat kaybetmemek ve nitro göstergesini doldurmak, yarışlardaki muvaffakiyet için kritik değere sahiptir. Nitro sistemi, bir evvelki oyun olan RidgeRacer 6’da olduğu üzere üç bölmeli bir yapıdadır ve oyuncular doldurdukları nitroyu ister tek seferde, ister kesim modül kullanarak rakiplerine karşı avantaj sağlayabilirler.

 

Oyunda toplamda 40 farklı araç bulunur ve her biri farklı sürat, hızlanma ve drift yeteneklerine sahiptir. Fakat RidgeRacer 7, evvelki oyunlardan farklı olarak, araçları şahsileştirme özelliğini daha da geliştirmiştir. Makine Uyarlama Sistemi (Machine Connector System) ismi verilen sistem sayesinde, oyuncular araçlarının motor gücünü artırabilir, daha yeterli lastikler takabilir, aerodinamik kesimler ekleyerek yol tutuşlarını değiştirebilir ve hatta nitro sistemlerini farklı stratejilere nazaran özelleştirebilirler. Bu sayede oyuncular yalnızca yarış maharetlerine güvenmek zorunda kalmaz, tıpkı vakitte araçlarını kendi yarış usullerine en uygun hale getirebilirler.

 

Pistler açısından bakıldığında, RidgeRacer 7’de toplam 22 farklı pist bulunmaktadır. Bu pistlerin bir kısmı evvelki oyunlardan alınmış ve yenilenmişken, büyük bir kısmı ise büsbütün yeni tasarlanmış parkurlardır. Pistler, serinin klasik yapısını bozmadan hem görsel hem de tasarımsal olarak zenginleştirilmiştir. Farklı uzunluk ve genişliklere sahip pistlerde, oyuncular suratın hudutlarını zorlamaya devam ederken, keskin virajlarda drift maharetlerini sergileyerek rakiplerine karşı üstünlük sağlamaya çalışırlar. Gece yarışları, kent sokakları, dağ yolları ve kıyı kenarında geçen parkurlar, oyunun sunduğu çeşitliliği artırırken, her bir yarışın farklı bir tecrübe sunmasını sağlar.

 

Oyunun meslek modu olan RidgeState Grand Prix, oyuncuların farklı yarış serilerine katılarak en düzgün yarışçı olma yolunda ilerlemesini husus alır. Bu modda, oyuncular farklı yarış kadrolarına katılabilir, rakiplerine karşı gayret edebilir ve kazandıkları yarışlardan elde ettikleri paralarla araçlarını geliştirebilirler. Oyun ilerledikçe zorluk düzeyi artarken, rakip yapay zekâsı da giderek daha akıllı hale gelir. RidgeRacer 7, yapay zekâ konusunda da dikkat çeken bir iş ortaya koyarak, rakiplerin yarış içindeki agresiflik düzeyini oyuncunun performansına nazaran değiştiren dinamik bir sistem kullanır. Şayet oyuncu çok başarılı gidiyorsa, rakipler de buna ahenk sağlayarak daha rekabetçi bir biçimde yarışır.

 

Tek kişilik modun dışında, oyunun çevrimiçi modu da büyük ilgi çekmiştir. RidgeRacer 7, PlayStation 3’ün çıkış periyodunda en uygun çevrimiçi dayanak sunan yarış oyunlarından biri olmuştur. Oyuncular, 14 şahsa kadar destekleyen çok oyunculu yarışlarda dünyanın dört bir yanındaki rakiplerle gayret edebilir ve yeteneklerini sergileyebilirler. Çevrimiçi yarışlar, oyuncuların düzeylerine nazaran eşleşmesini sağlayan bir sistem içerir, böylelikle her yarış adil ve istikrarlı bir gayret sunar. Ayrıyeten, oyun içinde çevrimiçi turnuvalar düzenlenerek rekabetin her daim canlı tutulması sağlanmıştır.

 

Görsel açıdan bakıldığında, RidgeRacer 7, PlayStation 3’ün sunduğu güçlü donanımı en güzel halde kullanarak, serinin en etkileyici grafiklerine sahip olmayı başarmıştır. Oyun, 1080p çözünürlükte ve 60 FPS suratında çalışarak epey akıcı ve net bir imaj sunar. Araç modellerinin ayrıntıları, ışık yansımaları, pistlerin atmosferik dizaynları ve çevresel efektler, oyunun grafik kalitesini ön plana çıkaran ögeler ortasında yer alır. Kent pistlerinde neon ışıkların parıltısı, kıyı pistlerinde güneş ışınlarının yansıması yahut dağ yollarında sis efektlerinin kullanımı, oyunun atmosferini daha etkileyici hale getirir.

 

Ses tasarımı ise, serinin klasikleşmiş süratli ve tempolu müziklerinden oluşur. RidgeRacer 7, elektronik müzik, techno ve rock stilinde müzikler içeren bir soundtrack sunarak, yarışların temposunu ve adrenalinini artırmayı amaçlamıştır. Oyuncular, yarış sırasında çalan müzikleri değiştirebilir ve kendi favori modüllerini seçerek yarış atmosferini kişiselleştirebilirler. Ayrıyeten, motor sesleri, lastik kaymaları ve nitro kullanımı üzere ayrıntılı ses efektleri de yarış tecrübesinin daha etkileyici olmasını sağlar.

 

 

 

 

Tony Hawk’s Project 8, ekstrem spor oyunları dünyasında ihtilal yaratan Tony Hawk’s Pro Skater serisinin bir diğer yenilikçi halkası olarak 2006 yılında piyasaya sürüldü. PlayStation 2, PlayStation 3, Xbox ve Xbox 360 platformlarında kendine yer bulan bu üretim, seriyi köklerine döndürerek, gerçekçi fizik motoru ve hür dünya yapısıyla oyunculara orijinal bir kaykay tecrübesi sunmayı hedefledi. Neversoft tarafından geliştirilen ve Activision tarafından yayınlanan oyun, bilhassa yeni kuşak konsollarda sunduğu gelişmiş grafikler ve yenilikçi oynanış mekaniğiyle dikkatleri üzerine çekti.

 

Oyunun temel emeli, ismini aldığı “Project 8” müsabakasında en yeterli 8 kaykaycı ortasına girerek Tony Hawk’ın seçtiği seçkin sportmenler ortasına katılmak. Oyuncular, sokaklarda, parklarda ve özel alanlarda yeteneklerini sergileyerek bu itibarlı listeye isimlerini yazdırmaya çalışıyor. Lakin, yalnızca en düzgün hareketleri yapmak kâfi değil; yanlışsız stratejiyi belirlemek, oyunun sunduğu çeşitli misyonları tamamlamak ve en kıymetlisi, kaykay dünyasının ruhunu büsbütün özümsemek gerekiyor.

 

Önceki oyunlardan farklı olarak, Tony Hawk’s Project 8 büsbütün açık dünya konseptiyle tasarlandı. Artık birbirinden kopuk parkurlarda vazife tamamlamak yerine, kentte serbestçe dolaşarak kaykayın sonlarını zorlamak mümkün hale geldi. Oyuncular, yolların, merdivenlerin, korkulukların, bankların ve neredeyse her türlü yüzeyin kaykay için birer fırsat sunduğu geniş bir alanda özgürce hareket edebiliyor. Bu açık dünya yapısı, kaykay mekaniğini gerçek bir sokak kaykaycısının tecrübesine yaklaştırırken, oyuna yepisyeni bir keşif boyutu kazandırıyor.

 

Bu hür dünya yapısını destekleyen en büyük yeniliklerden biri, oyunun gerçekçi fizik

motoru sayesinde kaykay hareketlerinin çok daha doğal hissettirmesi. Neversoft’un geliştirdiği Nail theTrick sistemi, oyuncuların kaykayları üzerinde daha fazla denetim sahibi olmasını sağlıyor. Bu yeni mekaniği kullanarak, havadayken kamerayı yavaşlatıp, kaykayın tarafını ayaklarla manuel olarak değiştirmek mümkün hale geliyor. Çift analog çubuk kullanılarak yapılan bu hareketler, kaykayın yalnızca bir oyun aracı olmaktan çıkıp, oyuncunun büsbütün yönlendirebileceği bir modül üzere hissettirmesini sağlıyor. Bu da hareketlerin daha özelleştirilebilir ve tatmin edici olmasını mümkün kılıyor.

 

Oyunda yer alan misyonlar ve yan aktiviteler, serinin evvelki oyunlarından çok daha kapsamlı ve çeşitli hale getirilmiş durumda. Klasik kaykay misyonları olan skor tabanlı çabalar, trick kombinasyonları ve vakte karşı yarışlar, Project 8’de daha da geliştirilmiş versiyonlarıyla geri dönüyor. Bunun yanı sıra, NPC’lerin sunduğu farklı meydan okumalar, kentte karşılaşılan rastgele etkinlikler ve kuvvetli bölgelere erişmek için yapılan parkur stili hareketler, oyunun temposunu her daim canlı tutuyor. Oyuncular, daha evvel belli alanlarla sonlu olan misyonların yerine, artık kentin dört bir yanında, büsbütün organik bir halde ortaya çıkan meydan okumalarla karşılaşıyor.

 

Oyun dünyasında, kaykay kültürünü yansıtan pek çok ayrıntı bulunuyor. Her köşe başında farklı bir kaykaycıyla karşılaşmak, onlardan yeni hareketler öğrenmek ya da kentte bâtın kaykay parklarını keşfetmek mümkün. Oyuncular, profesyonel kaykaycıların belirlediği özel vazifeleri tamamlayarak daha fazla hürmet kazanıyor ve bu sayede Project 8 müsabakasında üst sıralara tırmanma talihini artırıyor. Ayrıyeten, belli alanlarda etraf ile etkileşime girerek yeni kaykay alanları açmak yahut kentte süreksiz rampalar oluşturmak da mümkün.

 

Oyunun teknik tarafına bakıldığında, bilhassa PlayStation 3 ve Xbox 360 versiyonları, serinin en çarpıcı grafiklerine sahip. Yüksek çözünürlüklü dokular, daha doğal gölge ve ışık efektleri, kaykaycıların hareketlerindeki ayrıntılar ve etraftaki objelerin gerçekçi yansıları, oyunun görsel tarafını evvelki kuşak oyunlardan birkaç adım öne taşıyor. Kent, yaşayan bir dünya hissiyatı veren dinamik ögelerle dolu: Sokaklarda yürüyen beşerler, trafik akışı, hava değişimleri ve kaykaycıların yansıları, bu dünyaya daha fazla gerçekçilik katıyor.

 

Ses tasarımı ise, serinin her vakit olduğu üzere en güçlü yanlarından biri olmaya devam ediyor. Tony Hawk’s Project 8, kaykay kültürünü tam manasıyla yansıtan çeşitli müzik tiplerini içeren geniş bir soundtrack sunuyor. Punk, hip-hop, alternatif rock ve elektronik müzik üzere cinslerden oluşan çalma listesi, her an oyuncuya güç vermeyi başarıyor. Bunun yanında, kaykayın yüzeyle temas ettiği her an çıkan sesler, rampalardaki iniş-çıkış efektleri ve etraftaki ambiyans sesleri, oynanışa gerçekçilik katan değerli ögeler ortasında yer alıyor.

 

Oyunun denetim sistemi, hem yeni başlayanlar hem de serinin uzun yıllardır takipçisi olan oyuncular için uygun bir istikrar sunuyor. Evvelki oyunlara kıyasla daha sezgisel olan hareketler sayesinde, kaykay üstünde yapılan her aksiyon çok daha doğal hissediliyor. Analog çubuklarla yapılan yeni trick mekanikleri, oyunun yetenek tavanını yükselterek ustalaşmayı keyifli hale getiriyor. Fakat, oyunun temel yapısı yeniden de arcade stilini koruduğundan, her yaştan oyuncunun kolaylıkla adapte olabileceği bir oynanış yapısı mevcut.

 

 

 

 

SSX on Tour, ekstrem spor oyunlarının tepesinde yer alan SSX serisinin en farklı ve en kişiselleştirilebilir tecrübe sunan üretimlerinden biri olarak 2005 yılında PlayStation 2, Xbox, GameCube ve PlayStationPortable platformları için piyasaya sürüldü. EA Sports BIG etiketiyle yayımlanan oyun, serinin evvelki oyunlarının sunduğu yüksek tempolu snowboard tecrübesini daha özgür, daha stilize ve daha kişisel bir hale getirerek, oyunculara eşsiz bir kayma hissiyatı sunmayı hedefledi. Serinin kendine mahsus çılgın havasını korurken, On Tour ile SSX dünyasına yesyeni bir kimlik kazandırıldı ve oyunun genel yapısı, oyuncuların kendi mesleklerini oluşturmalarına imkan tanıyan bir sistemle baştan aşağı yenilendi.

 

Önceki oyunlardan farklı olarak, SSX on Tour’un merkezinde büsbütün oyuncunun yarattığı karakter yer alıyor. Oyunun başında, ayrıntılı bir ferdileştirme ekranı sayesinde saç tarzından kıyafetlerine, gözlüklerinden montuna kadar her ayrıntıyı belirleyerek kendine mahsus bir snowboard yahut kayak atleti yaratmak mümkün. Evet, seride birinci sefer kayak yapma seçeneği de eklenerek, snowboard dışında farklı bir tecrübe yaşamak isteyen oyunculara da hitap edilmesi sağlandı. Kayak ile snowboard ortasındaki fark, yalnızca görsel bir değişiklikten ibaret değil; denetim dinamikleri, hızlanma mekanikleri ve trick yetenekleri ortasında bariz farklar bulunuyor. Snowboard daha akrobatik hareketlere müsaade verirken, kayak ise daha yüksek süratte ilerleme avantajı sunuyor.

 

Oyun dünyası, SSX serisinin her vakit olduğu üzere gerçek dışı fizik kuralları ve çok süratli aksiyon ile harmanlanan bir yapıda sunuluyor. Klasik pist mantığının dışına çıkarak, devasa bir dağ sistemine yer verilen SSX on Tour, oyuncuların tek bir büyük harita üzerinde diledikleri üzere keşif yapmalarına imkan tanıyor. Bu dağ, birbirine bağlı sayısız pist, atlama noktaları, kayalık geçitler ve zımnî rotalar ile dolu. Serinin daha evvelki oyunlarında her pist başka bir bölge olarak yüklenirken, On Tour ile birlikte bu durum değişiyor ve oyuncuların büsbütün özgür bir formda dolaşabileceği devasa bir dağ ortamı sunuluyor. İster belirlenen yarışlara katılabilir, isterse büsbütün hür bir formda dağın tepesine çıkıp en çılgın rotaları keşfedebilirsiniz.

 

Oynanış açısından, SSX on Tour serinin klasik boost mekaniğini ve trick bazlı puan sistemini koruyor. Hızlanmak için eğimli yüzeyleri gerçek kullanmak, havada yapılan hareketleri uygun zamanlamak ve inişlerde mümkün olduğunca az kusur yapmak büyük kıymet taşıyor. Havadayken yapılan akrobatik hareketler daha stilize ve yaratıcı bir hale getirilmiş, yeni kombinasyonlar eklenmiş ve tricklerin daha etkileyici hissettirmesi sağlanmış. Bununla birlikte, trick mekanikleri bir evvelki oyunlara nazaran biraz daha denetimli ve yumuşak bir hale getirilmiş, bu da yeni oyuncuların daha süratli adapte olmasını sağlıyor.

 

SSX on Tour’un en büyük yeniliklerinden biri ise, isminden da anlaşılacağı üzere “On Tour” modunun eklenmesi. Meslek modunun büsbütün baştan yaratıldığı bu yapıda, oyuncular adım adım bir ekstrem spor efsanesi haline gelmeye çalışıyor. Küçük yarışlardan başlayarak büyük turnuvalara kadar uzanan bu seyahatte, yarışlardan kazanılan puanlar ve popülerlik düzeyi sayesinde daha büyük etkinliklere katılma hakkı elde ediliyor. Oyun içi ilerleme sistemi, yalnızca yarışları kazanmakla hudutlu değil; hür tarz trick yarışları, muhakkak gayelere ulaşma vazifeleri ve hatta rakip snowboardculara karşı meydan okuma yarışları da bu sistemin bir kesimi olarak sunuluyor.

 

Grafiksel açıdan bakıldığında, SSX on Tour evvelki oyunlardan besbelli formda ayrılan bir sanat stiline sahip. Oyunun genel havası, punk rock ve grafik roman estetiğinden ilham alan, el çizimi üzere görünen menü dizaynları, graffiti stilinde hazırlanmış ikonlar ve enerjik görsel efektlerle süslenmiş. Bu estetik, oyunun çılgın ruhunu yansıtırken, tıpkı vakitte ekstrem sporların isyankâr ve özgürlükçü yapısını da harika bir formda vurguluyor. Kar efektleri, ışık yansımaları ve çevresel ayrıntılar, SSX dünyasının her zamankinden daha canlı hissettirmesini sağlıyor.

 

Ses tasarımı ise, SSX serisinin her vakit en güçlü yanlarından biri olmuştur ve On Tour bu mevzuda da beklentileri ziyadesiyle karşılıyor. Oyun, alternatif rock, punk, hip-hop ve elektronik müzik üzere tiplerden oluşan geniş bir müzik listesiyle geliyor. Bilhassa yüksek tempolu yarışlar sırasında müziğin ritmiyle birlikte hızlanma hissi harika bir formda senkronize edilmiş. EA Sports BIG’in ihtimamla seçtiği soundtrack, oyuncuların yarış tecrübesini daha da keyifli hale getirirken, SSX’in eşsiz biçimine da katkıda bulunuyor. Kar üzerinde kayan tahta sesleri, hava akımı efektleri, boost kullanımında duyulan patlama sesleri üzere ayrıntılar ise oyunun atmosferini güçlendiren ögeler ortasında yer alıyor.

 

Oyunun denetim sistemi ise, SSX serisine aşina olan oyuncular için hayli tanıdık gelse de, kimi kıymetli değişiklikler barındırıyor. Bilhassa karakter hareketleri daha doğal ve akıcı hale getirilmiş, inişlerde daha fazla istikrar düzeneği eklenmiş ve hava hareketleri sırasında karakterin yansıları daha gerçekçi bir hale getirilmiş. Lakin, serinin arcade usulünü müdafaası ismine, fizik motoru büsbütün gerçekçi olacak biçimde tasarlanmamış; tam bilakis, oyuncuların daha yüksek suratlara ulaşmasını ve daha çılgın trick kombinasyonları yapmasını mümkün kılan eğlenceli bir yapıya sahip.

 

 

 

 

WinningEleven: Pro Evolution Soccer 2007, futbol oyunları dünyasında isminden sıkça kelam ettiren Pro Evolution Soccer (PES) serisinin 2007 yılı versiyonu olarak, Konami tarafından geliştirilmiş ve piyasaya sürülmüştür. Serinin bu yeni halkası, PlayStation 2, PlayStation 3, Xbox 360, PSP, Nintendo DS ve PC üzere farklı platformlarda futbolseverlerle buluşarak, gerçekçi oynanışı ve gelişmiş mekanikleriyle rakiplerine meydan okumuştur. Konami, serinin evvelki oyunlarında elde ettiği muvaffakiyetin üstüne koyarak, oyunculara daha akıcı bir futbol tecrübesi sunmak için birçok yenilik eklemiş ve oyunun genel yapısını daha taktiksel bir hale getirmiştir.

 

Oyunun en dikkat çeken taraflarından biri, oynanış mekaniklerinde yapılan iyileştirmelerdir. Top denetimi, pas mekanikleri ve oyuncuların saha içindeki hareketleri evvelki oyunlara kıyasla çok daha akıcı hale getirilmiş ve gerçek futbola yakın bir his vermesi sağlanmıştır. Bilhassa topun fiziği, oyunun en büyük artılarından biri olarak öne çıkıyor. Evvelki sürümlerde bazen yapay hissettiren pas ve şut dinamikleri, WinningEleven: Pro Evolution Soccer 2007 ile birlikte daha organik bir yapıya kavuşuyor. Topun zıplama, sekme ve yere temas ettiği anlarda gösterdiği reaksiyon, gerçek maç tecrübesine yakın bir his veriyor.

 

Oyuncuların alanda verdiği yansılar de daha doğal hale getirilmiş. Örneğin, bir futbolcu topu ayağına aldığında, sürüş kabiliyeti futbolcunun gerçek hayattaki yeteneklerine nazaran değişkenlik gösteriyor. Zayıf bir oyuncu topu sürdüğünde daha fazla yanılgı yaparken, yetenekli bir futbolcu, top denetimini daha rahat sağlayabiliyor. Ayrıyeten, birebir çabalarda oyuncular ortasındaki fizikî etkileşim de evvelki oyunlara nazaran daha dinamik hale getirilmiş. Defans oyuncuları, rakiplerine karşı daha sert müdahalelerde bulunabiliyor ve top çalma teşebbüsleri, oyuncunun durumuna ve zamanlamasına bağlı olarak farklı sonuçlar doğurabiliyor.

 

Şut mekaniği de büyük ölçüde elden geçirilmiş. Oyuncular, şut çekerken topun tarafını ve suratını daha güzel denetim edebiliyor ve topun kaleye gitme hali, oyuncunun istikrarına ve şut çektiği açıya bağlı olarak değişiyor. Bu da oyunun her anında farklı senaryoların yaşanmasına imkan tanıyor. Bilhassa uzaktan çekilen şutlarda, topun hareketi gerçekçi bir kavis çizerek, kalecileri sıkıntı durumda bırakabiliyor.

 

Oyunda yapılan bir öbür kıymetli geliştirme ise yapay zekâ sisteminde gerçekleşmiştir. Rakip ekipler artık alanda daha akıllı atılımlar yaparak, oyuncuların stratejilerine daha âlâ karşılık verebiliyor. Örneğin, şayet daima olarak tıpkı kanattan atak yapılıyorsa, rakip grubun defansı bu duruma adapte olup, kanat oyuncularına daha sıkı markaj uyguluyor. Tıpkı formda, rakip kadro önde baskı uyguladığında, kendi grubundaki oyuncuların konum alma hali değişiyor ve kısa paslarla çıkma stratejisi daha faal hale geliyor.

 

Oyunun taktik sistemleri de geliştirilerek, oyuncuların alanda daha fazla denetim sahibi olması sağlanmış. Artık maç öncesinde belirlenen taktiklerin yanı sıra, maç sırasında da taktik değişiklikleri yapmak daha kolay hale getirilmiş. Defansif dizilişler, baskı sınırları ve hamle varyasyonları üzerinde daha fazla ferdileştirme imkânı sunuluyor. Bu da oyuncuların kendi futbol anlayışlarını alana daha düzgün yansıtmasını sağlıyor.

 

Oyunun görselliği, serinin evvelki oyunlarına nazaran daha ayrıntılı hale getirilmiş. Futbolcuların yüz modelleri, formaların ayrıntıları ve stadyum atmosferleri değerli ölçüde güzelleştirilmiş. Oyuncuların saha içindeki yansıları ve hareket animasyonları daha akıcı bir hale getirilmiş ve futbolcuların beden yapıları, boyutları ve koşu animasyonları gerçekçi bir formda modellenmiş. Kalabalık stadyum atmosferi de oyuna daha fazla gerçekçilik katıyor. Taraftarların tezahüratları, ekiplerin performansına nazaran değişkenlik gösteriyor ve maçın gidişatına bağlı olarak tribünlerin coşkusu artıp azalabiliyor.

 

Oyun modları açısından bakıldığında, WinningEleven: Pro Evolution Soccer 2007, klasikleşmiş Master League modunu daha ayrıntılı bir hale getirmiş. Oyuncular, bir grubu sıfırdan alıp, transferler yaparak, genç yetenekleri keşfederek ve ekip içi istikrarları yöneterek büyük bir futbol kulübü haline getirmeye çalışıyor. Transfer sistemi daha dinamik hale getirilmiş ve futbolcuların maaş beklentileri, kulüp bütçeleri üzere faktörler daha büyük ehemmiyet taşımaya başlamış. Bunun yanı sıra, ferdi oyuncu gelişimi de daha bariz bir biçimde hissediliyor; genç oyuncular vakitle gelişirken, yaşlı oyuncuların fizikî yetenekleri belli bir müddet sonra düşüşe geçiyor.

 

Ses tasarımı da oyunun güçlü istikametlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Maç içerisindeki tribün sesleri, futbolcuların çarpışma sesleri ve hakemin düdükleri hayli doğal bir halde yansıtılmış. Taraftarların coşkusu, maçın gidişatına nazaran değişiyor; şayet konut sahibi grup üstünlük sağlarsa tezahüratlar daha da yükselirken, geriye düştüğünde taraftarların morali düşebiliyor. Tıpkı halde, maç içindeki pas, şut ve çarpışma sesleri de oyunun atmosferini güçlendiren ögeler ortasında yer alıyor.

 

Oyunun denetim sistemi, serinin esaslı hayranları için epeyce tanıdık bir yapıya sahip olsa da, yeni eklenen hareketlerle daha esnek bir hale getirilmiş. Bilhassa birebir çalımlar, top sürme animasyonları ve ani taraf değişiklikleri daha sezgisel bir hale getirilmiş ve oyuncuların alanda daha özgür hareket etmesi sağlanmış.

 

 

 

 

Football Manager 2007, futbol menajerlik simülasyonlarının doruğunda yer alan ve serinin esaslı geçmişine bir yenisini ekleyen, Sports Interactive tarafından geliştirilen ve SEGA tarafından yayımlanan bir futbol menajerlik oyunudur. Futbolun sadece saha içindeki aksiyonundan ibaret olmadığını gösteren ve kulüp idaresinin tüm ayrıntılarını oyunculara sunan bu imal, gerçekçilik düzeyi, taktiksel derinliği ve bağımlılık yaratan oynanışıyla menajerlik oyunlarına dair tüm beklentileri tekrar şekillendirmiştir.

 

Bu oyunda oyuncular, yalnızca alanda gruplarına taktikler verip maç kazanmakla kalmaz, kulüp bütçesini yönetmekten, transfer görüşmelerini yürütmeye, idman programlarını hazırlamaktan, basın toplantılarında stratejik açıklamalar yapmaya kadar uzanan geniş bir yelpazede sorumluluk üstlenirler. Football Manager 2007, serinin evvelki oyunlarına kıyasla daha gelişmiş bir yapay zeka, daha derinlemesine istatistikler ve daha dinamik bir futbol dünyası sunarak oyunculara gerçek bir futbol menajeri üzere hissettirmeyi hedeflemiştir.

 

Oyunun en dikkat çeken istikametlerinden biri, yenilenen transfer sistemi olmuştur. Artık transfer görüşmeleri çok daha gerçekçi bir hale gelmiş ve futbolcuların istekleri daha ayrıntılı bir biçimde belirlenmiştir. Bir oyuncunun yalnızca maaş beklentisini karşılamak transferi tamamlamak için kâfi olmayabilir; kulübün sunduğu projeye, kadronun ligdeki pozisyonuna ve hatta oyuncunun menajerinin tavsiyelerine nazaran de transfer süreci şekillenebilir. Örneğin, genç bir yetenek büyük bir kulübe gitmek isteyebilir lakin daha fazla forma bahtı bulabileceği bir kadrosu da tercih edebilir. Tıpkı halde, yıldız futbolcular artık sırf maddi tekliflere değil, ekibin maksatlarına ve Avrupa kupalarındaki pozisyonuna da değer vererek kararlarını şekillendirirler.

 

Oyuncuların gelişimi de Football Manager 2007’de daha dinamik hale getirilmiştir. Evvelki oyunlarda, muhakkak bir oyuncunun gelişimi çoğunlukla evvelden belirlenmiş bir çizgiye bağlı kalırken, bu sürümde idman programları, oynama mühleti, sakatlık geçmişi ve hatta saha içi konum değişiklikleri bile oyuncuların yeteneklerini etkileyebilir. Yeni genç yetenekler, hakikat planlamayla dünya çapında birer süperstara dönüşebilirken, fizikî olarak zayıf olan oyuncular daima oynatıldıklarında form düşüklüğü yaşayabilirler.

 

Takım kimyası ve moral sistemi de büyük bir evrim geçirmiştir. Futbolcular artık yalnızca ferdi performanslarına nazaran değil, kadro içindeki uyumlarına, idman verimliliklerine ve hatta basına yapılan açıklamalara nazaran de motive olabilir yahut moral kaybına uğrayabilirler. Örneğin, bir menajer olarak yıldız oyuncularınızı basın toplantılarında sık sık övmek onların özgüvenini artırabilirken, makûs performans gösteren bir futbolcuyu sert bir halde eleştirmek aykırı tesir yaratabilir ve oyuncunun moralini bozabilir.

 

Maç motoru, serinin evvelki oyunlarına nazaran daha akıcı ve ayrıntılı bir hale getirilmiştir. Futbolcuların alandaki hareketleri, paslaşmaları ve defansif konum almaları daha gerçekçi animasyonlarla sunulmuş ve oyuncuların saha içindeki karar sistemleri daha geliştirilmiştir. Maçlar sırasında yapılan taktiksel değişiklikler daha süratli hissedilir ve rakip kadroların stratejileri de anlık olarak değişebilir. Örneğin, öne geçtiğiniz bir maçta rakip ekip daha agresif bir oyun sergileyebilir ve buna karşılık olarak defansif taktiklerinizi anında değiştirmek gerekebilir.

 

Oyunun kullanıcı arayüzü de yenilenerek, menajerlerin bilgiye daha süratli ulaşmasını sağlayan bir sistem sunmuştur. Ekibinizle ilgili tüm istatistikleri, oyuncuların form grafiklerini, rakip tahlillerini ve hatta menajerlik mesleğinizin ilerleyişini çok daha rahat bir biçimde takip edebilirsiniz. Ayrıyeten, kulüp idaresiyle olan münasebetler daha bariz hale getirilmiş ve yöneticiler artık size direkt beklentilerini ileterek, grubun geleceği hakkında daha etkin bir rol oynamanızı sağlamıştır. Şayet amaçlarınıza ulaşamazsanız, idarenin itimadını kaybederek kovulabilir ve mesleğinize öbür bir kulüpte devam etmek zorunda kalabilirsiniz.

 

Football Manager 2007, birebir vakitte memleketler arası turnuvalara ve ulusal grupların idaresine daha fazla değer vermiştir. Artık bir kulüp kadrosu yönetirken, başarılı performansınız sayesinde bir ulusal kadronun başına geçme fırsatını yakalayabilirsiniz. Ulusal ekipleri yönetmek, kulüp futboluna nazaran çok daha farklı bir dinamik gerektirir ve futbolcularınızı belli tarihlerde toplayarak en âlâ kadroyu oluşturmak için büyük bir itina göstermeniz gerekir.

 

Oyunun gerçekçilik düzeyini artıran bir öteki öge da basın ve medya sisteminin geliştirilmiş olmasıdır. Basın toplantıları, menajerler ortası kelamlı savaşlar, futbolcuların basına verdiği demeçler ve taraftar yansıları artık kulübünüzün gidişatını direkt etkileyebilir. Şayet bir futbolcunuz daima olarak büyük bir kulübe transfer olmak istediğini basına açık bir biçimde lisana getirirse, grup içinde huzursuzluk yaratabilir ve başka oyuncuların da motivasyonunu düşürebilir.

 

Serinin hayranları için vazgeçilmez özelliklerden biri olan altyapı ve genç yetenek keşfi, bu oyunda çok daha ayrıntılı bir hale getirilmiştir. Artık scout takımınızı farklı bölgelere yönlendirerek, zımnî yetenekleri keşfetmek ve kulübünüz için geleceğin yıldızlarını bulmak çok daha stratejik bir hale gelmiştir. Bilhassa Güney Amerika, Doğu Avrupa ve Afrika üzere bölgelerde yapılan taramalar sonucunda düşük maliyetlerle büyük yetenekler bulabilir ve onları dünya futbolunun en büyük yıldızları haline getirebilirsiniz.

 

 

 

 

NHL 2K7, buz hokeyi oyunları içinde kendine sağlam bir yer edinmiş 2K Sports imzası taşıyan, serinin en gelişmiş ve gerçekçi sürümlerinden biri olarak öne çıkıyor. Gerçekçi fizik motoru, geliştirilmiş yapay zeka, dinamik oyun mekaniği ve atmosferi derinleştiren sunumuyla, hokey tutkunları için tam manasıyla bir başyapıt niteliğinde. Hem yeni kuşak konsollara hem de evvelki kuşağa çıkan bu oyun, sunduğu ayrıntılar ve oynanış mekanikleriyle, serinin yıllar içinde nasıl evrildiğini gözler önüne seriyor.

 

İlk dikkat çeken nokta, oyunun gerçekçi maç atmosferi yaratmadaki başarısı. 2K Sports, televizyon yayınlarını andıran kamera açıları, ayrıntılı istatistik tabloları ve Gary Thorne ile Bill Clement’in seslendirdiği yorumları ile oyuna eşsiz bir hava katıyor. Oyunun yeni sinematik sunum tekniğisayesinde, hem tribündeki seyircilerin reaksiyonları hem de oyuncuların maç içindeki tepkileri daha gerçekçi hale getirilmiş. Kalabalık, kadroların performansına nazaran değişen bir güce sahip; mesken sahibi takım baskın bir oyun oynadığında seyirciler coşkuyla dayanak verirken, grup makus performans gösterdiğinde ise sessizliğe gömülebiliyor.

 

Serinin evvelki oyunlarına kıyasla oynanış tarafında büyük bir sıçrama yaşanmış. Cinemotion ismi verilen yeni animasyon ve sunum sistemi, oyunun akıcılığını değerli ölçüde artırıyor. Oyuncuların hareketleri daha pürüzsüz ve doğal, çarpışmalar ise fizik kurallarına daha bağlı bir formda gerçekleşiyor. Hareketli oyun usulü, süratli paslaşmalar ve anlık taktik değişiklikleriyle buz üzerinde gerçek bir çaba hissi veriyor.Kontroller, hem yeni başlayanlar hem de seriye hakim olan oyuncular için istikrarlı bir yapı sunuyor; kolay pas ve şut denetimleri kolay öğrenilirken, daha karmaşık hareketler ve taktikler ise oyunun ustaları için geniş bir marifet yelpazesi sağlıyor.

 

Savunma mekanikleri de kıymetli ölçüde geliştirilmiş durumda. Evvelki oyunlarda savunma yapmak vakit zaman hantal hissettirebilirken, NHL 2K7’de savunma oyuncularının konumlanması, rakip oyuncuları sıkıştırma ve müdahale mekanikleri çok daha gerçekçi hale getirilmiş. Yapay zeka, oyuncuların konumlarına daha hassas hale getirilerek, ferdi yeteneklerden fazla ekip oyununu öne çıkaran bir sistem oluşturulmuş. Rakipler artık boşlukları daha düzgün değerlendirirken, pas ortaları yapma ve agresif savunma üzere ögeler ön plana çıkıyor.

 

Kaleciler üzerinde yapılan geliştirmeler de oyunun gerçekçilik düzeyini artırıyor. Evvelki oyunlarda birtakım konumlarda gereğinden fazla kusur yapan kaleciler, NHL 2K7’de çok daha istikrarlı bir yapıya kavuşmuş. Şutları reflekslerine nazaran karşılayan, açıyı kapatan ve geri dönen şutlara reaksiyon verebilen kaleciler sayesinde maçlar çok daha çekişmeli hale geliyor. Birebir vakitte, oyuncuların yorgunluk düzeyi maçın gidişatını direkt etkileyebiliyor. Oyuncular uzun müddet buzda kalırlarsa hareketleri yavaşlıyor, pas isabetleri düşüyor ve savunmada daha fazla kusur yapabiliyorlar.

 

Oyunun sunduğu en büyük yeniliklerden biri de “Pro Control” mekanikleri. Bu sistem sayesinde oyuncular, birebir uğraşlarda çok daha fazla denetim sahibi oluyor. Çubuk hareketleriyle ferdi yetenekleri sergileyebilir, rakip oyuncuları eksiltebilir yahut kaleciyle karşı karşıya kaldığınızda çok daha yaratıcı bitirişler yapabilirsiniz. Bilhassa deke (çalım) mekanikleri geliştirilerek, rakip savunmaları daha rahat geçebilmenizi sağlayan yeni animasyonlar eklenmiş.

 

Takım idaresi konusunda da NHL 2K7 hayli ayrıntılı bir tecrübe sunuyor. Dönem Modu ve Franchise Modu, uzun vadeli stratejiler belirleyerek grubunuzu muvaffakiyete taşımanıza imkan tanıyor. Oyuncu değişiklikleri, transfer görüşmeleri, maaş bütçesi idaresi ve genç yetenekleri keşfetme üzere ögeler, oyunun menajerlik tarafını derinleştiriyor. Grubunuzun oyun tarzını belirleyerek atak yüklü yahut savunmaya dayalı bir sistem oluşturabilir, oyuncularınıza özel roller atayarak saha içindeki performanslarını en üst seviyeye çıkarabilirsiniz.

 

Grafiksel manada, bilhassa yeni kuşak konsollarda gözle görülür bir güzelleşme kelam konusu. Oyuncu modellemeleri, buz yansımaları, arenaların ayrıntıları ve hatta tribün animasyonları, evvelki oyunlara nazaran çok daha etkileyici bir düzeye ulaşmış durumda. Maç içindeki ışıklandırma efektleri ve buzun üzerindeki kayma izleri üzere ayrıntılar, görselliği zenginleştirerek gerçekçilik hissini artırıyor. PlayStation 3 ve Xbox 360 sürümlerinde, grafik kalitesi daha besbelli bir formda yükseltilmiş olsa da,PlayStation 2 ve Xbox versiyonları da kendi standartlarında tatmin edici bir görsellik sunuyor.

 

Çevrimiçi modlar da NHL 2K7’nin en güçlü yanlarından biri. Online ligler ve özel turnuvalar sayesinde, oyuncular dünyanın dört bir yanından rakiplerle uğraş edebiliyor. Temas kalitesi, maçların akıcılığını koruyacak halde optimize edilmiş ve istatistik takip sistemleri de epey başarılı bir halde entegre edilmiş.

 

 

 

 

NBA Live 07, basketbol oyunları dünyasında EA Sports’un uzun yıllara dayanan tecrübesiyle geliştirdiği ve devrin en tezli üretimlerinden biri olarak piyasaya sürdüğü bir oyun. Serinin bir evvelki oyununa kıyasla birçok yenilikle gelen bu imal, gerçekçi oynanış mekaniği, geliştirilmiş grafikler, daha akıllı yapay zeka ve oyunun atmosferini doruğa taşıyan sunumuyla dikkat çekiyor. NBA’in heyecanını konutlara taşımayı hedefleyen NBA Live 07, hem tek oyunculu hem de çok oyunculu modlarıyla basketbolseverlere geniş bir içerik sunuyor.

 

Oyunun birinci göze çarpan noktası daha akıcı ve gerçekçi animasyonlar. Oyuncuların hareketleri, saha içindeki durum alışları ve birebir gayretleri daha doğal bir yapıya kavuşmuş. Dribbling mekanikleri üzerinde yapılan geliştirmeler, oyuncuların denetimini daha hassas hale getirerek top sürme ve taraf değiştirme hareketlerinde daha fazla özgürlük sunuyor. NBA süperstarlarının kendilerine has yetenekleri ve hareketleri de oyuna daha bariz bir biçimde entegre edilmiş. Kobe Bryant’ın imza fadeaway şutları, Allen Iverson’ın süratli dribbling geçişleri ve ShaquilleO’Neal’ın güçlü pota altı oyunları üzere ayrıntılar, oyuncu farklarını hissettiren en büyük ögeler ortasında.

 

Oyunun en büyük yeniliklerinden biri “Total Freestyle Control” ismi verilen sistem. Bu mekanik sayesinde, oyuncuların ferdi yeteneklerinden daha fazla faydalanmak mümkün hale geliyor. Yalnızca şut atmak ya da pas vermek yerine, oyuncuların potaya akın mekanikleri, şut usulleri ve savunma atakları üzerinde daha fazla denetim sağlanmış. Bu sayede maçlar, oyuncunun yeteneğine ve stratejisine bağlı olarak daha değişken ve dinamik bir yapıya kavuşuyor.

 

NBA Live 07’nin en çok öne çıkan modlarından biri DynastyMode. Bu mod, basketbol oyunlarının yalnızca alanda oynanmadığını, birebir vakitte bir ekibin yönetilmesi gerektiğini de vurgulayan bir sistem sunuyor. Oyuncular, NBA ekiplerinden birinin başına geçerek, uzun vadeli bir şampiyonluk stratejisi oluşturabilir, transfer yapabilir, maaş bütçesini yönetebilir ve draft sürecinde geleceğin yıldızlarını kadroya kazandırabilir. Bilhassa NBA hayranları için, kendi favori ekiplerini yönetmek ve yıllar içinde bir şampiyonluk kadrosu oluşturmak hayli tatmin edici bir tecrübe sunuyor.

 

Maç atmosferine katkı sağlayan bir başka değerli öge ise geliştirilmiş sunum teknikleri ve maç içi dinamikler. Oyunun yorumcuları Marv Albert ve Steve Kerr, her maça özel yorumlar yaparak NBA yayınlarını aratmayan bir sunum tecrübesi yaşatıyor. Seyircilerin oyunun gidişatına nazaran verdiği yansılar, konut sahibi avantajının tesirini artırırken, saha içindeki ayrıntılar da gerçekçilik hissini üste taşıyor. Oyuncuların terlemeleri, formasının hareketleri ve smaçlardaki pota tepkileri üzere ayrıntılar, NBA tecrübesini en üst düzeye çıkarıyor.

 

Yapay zeka konusunda da evvelki oyunlara nazaran kıymetli gelişmeler mevcut. Rakip grupların savunma stratejileri, hamle setleri ve ferdî oyuncu tepkileri daha istikrarlı hale getirilmiş. Bilhassa muhteşem yıldız oyuncular, alanda daha besbelli bir formda fark yaratırken, grupların gerçek hayattaki oyun şekilleri oyuna başarılı bir halde yansıtılmış. Örneğin, Phoenix Suns’ın süratli atakları yahut San Antonio Spurs’ün disiplinli set hamlesi, maçları daha gerçekçi bir hale getiriyor.

 

Kontroller ve fizik motoru da oyunun oynanabilirliğini geliştiren ögelerden biri. Topun sektirme mekaniği, pota ile temas eden şutların fizikî yansıları ve oyuncuların hareketlerine verilen anlık reaksiyonlar daha doğal hissettiriyor. Şut mekaniği, oyuncuların atış yeteneklerine nazaran değişkenlik gösterdiğinden, her oyuncuyla tıpkı muvaffakiyet yüzdesini yakalamak mümkün değil. Bu da oyuncuların, farklı ekipleri ve oyuncuları daha güzel tanımasını gerektiren bir sistem sunuyor.